13 Eylül 2015 Pazar

Brezilya - Rio Grande do Sul

Herkese Temmuz ayında gerçekleştirdiğim Brezilya seyahatimin ilk yazısından merhaba!

26 günü tek bir post'a sığdırmak imkansız olurdu, bu sebeple üçe bölmeye karar verdim.

İlki tabii ki oradaki lezzetler hakkında:

Belirtmem gerekirse bence Brezilya'nın yemekleri bizimkilerden çok farklı değildi. Tattığım lezzetler hep Türk yemeklerini çağrıştırdı.

Öncelikle; ben Brezilya'nın turistik olmayan en güneyindeki Rio Grande Do Sul adlı eyalette üç hafta geçirdim. Bu eyaletin yerlilerine Gauchao (daha sonra detaylı olarak bahsedeceğim) deniyor. Ancak genel olarak Avrupa'dan göçen bir halkı var o yüzden yemeklerde de bir göçmenlik durumu olduğunu belirttiler.

Gelelim neler yediğime!

Nam-ı değer Brezilyalı Çiğ börek: Pastel

Tabii ki bizim çiğ böreğimizden ayrılan noktaları var. Mesela sadece kıymalı değil; Tavuklu, peynirli goibadalı hatta çikolatalı bile var!

Oldukça sık tüketiliyor. Evde yapıldığı gibi dışarıda sadece pastl servis edilen yerlere gitmek mümkün. Biz evde yaptığımızda kolaya kaçıp hamurunu marketten almış olsak da aynı çiğ börek gibi açılmış hamurun içine malzeme koyulup yağda kızartılıyor. Ve gerçekten de en az çiğ börek kadar lezzetli. Hatta vakit bulduğum zaman değişik lezzetlerle pastel çiğ börek karışımı bir şeyler yapıp sizlerle paylaşmak istiyorum.





Churrasco

Churrasco Portekizce ızgara et demek.

Bizim Adana kebabımız gibi onlar da etlerini şişe dizip pişiriyorlar.

Avrupa'da ve Latin Amerika'da da popüler olmasına rağmen Brezilya en bilindik yeriymiş.

Etleri istedikleri boyutlarda diziyorlar. Bence özellikle churrasconun tavuk kalplisi inanılmazdı! Önce bir yadırgadım, gerçek tavuk kalbi mi diye ama gerçekten çok lezzetliydi! İtiraf etmeliyim ki tuza basılmış bir churrasco bizim adanadan bile lezzetliydi.




Carne de Panela

İşte Brezilyalılar için sıradan bir günün yemeği Carne de Panela!

Yahni gibi düşünebilirsiniz. Yanında pilav, fasulye ve manyokla servis ediliyor. Manyok Güney Amerika'nın patatesi; karbonhidrat ihtiyaçlarının büyük bir kısmını karşılayan sebze. Oldukça leziz olan bu tabağı sık sık öğlen ve akşam yemeklerinde yedim ve gerçekten hem Türk yemeklerini özletmeyecek bir lezzeti vardı hem de doyurucuydu.



Chimarrao

Rio Grande Sol denince akla önce Gauchao'lar sonra Chimarrao gelmeli.

Chimarrao bir çeşit Güney Amerikalı çay. Erva Mate bitkisinin yapraklarından oluşan bu çay sadece Gauchao'lar tarafından değil bütün Rio Grande do Sul halkınca günün her saati tüketiliyor. Hatta sadece bir içecek değil bir sosyalleşme aracı.

Sokaklarda ellerinde cuia denen tahta kupalar, bomba denen metal kamışlar ve sıcak su dolu termoslarla gezen bir çok insan görmeniz mümkün. Cuianın içine kurutulmuş ve öğütülmüş erva mate yapraklarını koyuyorlar ve sadece bombanın sığabileceği kadar boşluk bırakıyorlar. İçine termostan sıcak su koyarak tüm gün içiyorlar.

Sosyalleşmeyle ne alaka derseniz bir Chimarrao öyle tek bir kişi tarafından tüketilmiyor. İçecek olan kişi termostan sıcak su ile cuia yı dolduruyor ve bitirince başka bir kişiye geçiyor; ve aynı şekilde devam ediyor. Bu gelenekleri ile kampın sonundan gerçek anlamda herkesin hasta olmasına sebep olmuş olsa da kendi kültüründen olmayan birinin Chimarraolarını içmelerinin onlara verdiği mutluluğu görmek o gribe değerdi. Tadına gelince ben genel olarak çayla arası çok iyi olmayan biri olduğum için çimenli yeşil çay içiyormuş gibi hissettim. Ancak günler geçtikçe bende bile alışkanlık yaptı.





Cachaça

Brezilya'nın en popüler içkisi olan cachaçanın tüketimi votkaya çok yakınmış. Ayrıca çoğu zaman Romla karıştırılmasına rağmen Cachaça şeker kamışının taze halinden damıtalarak yapılırken Rom işlenmiş haliyle yapılıyor. Bence oldukça sert bir içki hatta kokusunu ve tadını tekilaya çok yakın buldum.



Ve finalde Caipirinha;

Lime şeker ve cachaçadan oluşan Brezilyalı kokteyl.

İçimi iyi, güzel şekerli geliyor ama cachaça ve şekerin birleştirmesiyle etkisini çok kısa sürede gösteriyor. En güzel kısmı ise kadehini 4 reale bile bulabilmiş olmamız. Cachaça dışında votkayla da yapılıyor. Ve sanırım tekrardan votkayla barışmama sebep olmuş mükemmel bir kokteyl!




Not: Tabağım ya da kadehim önüme gelmedne önce hep bu sefer ilk fotoğraf çekmeliyim diyorum, ancak çoğu zaman işler istediğim gibi ilerlemiyor ve yemeğin/bardağın ortasında yine unuttuğumu fark ediyorum.
Bu yüzden fotoğrafların bir kısmı arkadaşlarımdan bir kısmı da internetten.
Umarım keyifle okumuşsunuzdur :)

Özge Tabanlı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder